Tüm zamanların en yüksek kazanç icra eden filmi desek muhtemelen 2.923.706.026 $ ile Avatar aklınıza gelebilir. Kim bilir Titanic yada Yıldız Savaşları’nı da düşünebilirsiniz. Sadece enflasyonu düşündüğümüzde tüm bu dev filmleri geride bırakan bir yapım var.
1939’da gösterime giren “Rüzgâr Şeklinde Geçti”, beyaz perdenin ilgisini çekmeye devam ediyor bundan dolayı ekonomik koşullar göz önüne alındığında listenin en başlangıcında olma istikrarını sürdürüyor.
Peki, iyi mi oldu da ve iyi mi rakamlar elde etti de Rüzgâr Şeklinde Geçti, 85 senedir zirvede?
Bir gişe fenomeni: Rüzgâr Şeklinde Geçti
Rüzgâr Şeklinde Geçti, Margaret Mitchell’in aynı adlı romanından uyarlanan, dört saatlik bir aşk ve harp destanı. Amerikan İç Savaşı ve sonrasındaki tekrardan yapılanma dönemde geçen film, Scarlet O’Hara ((Vivien Leigh) ve Rhett Butler’ın (Clark Gable) kargaşa ve bunalımlı ilişkisi çevresinde dönüyor.
Sadece bu film bir tek kargaşa ve bunalımlı bir aşk hikâyesiyle değil, hem de devrin en büyük üretimlerinden biri olmasıyla da adından söz ettirdi.
İzleyiciler 1939’da bu çok önemli yapım için beyaz perde salonlarına akın etti. O devrin şartlarında dahi, film devasa bir ticari başarı elde etti ve aylarca kapalı gişe oynadı.
Iyi mi en yüksek kazanca haiz?

Rüzgâr Şeklinde Geçti, orijinal yayınlanma esnasında ortalama 402 milyon dolarlık kazanç yapmış oldu. Rakamı, günümüzdeki filmlerin kazancı ile karşılaştırınca fazlaca gülünç bir sayı şeklinde görünebilir.
Fakat enflasyonu devreye soktuğunuzda işler değişiyor. Eğer o devrin parasını ekonomik şartlara uyarlarsak filmin dünya çapındaki kazancı 4,3 milyar doları aşıyor. Bu da demek oluyor ki film, Avatar şeklinde filmlerin kazancını da geçiyor.
Iyi mi bu kadar başarı göstermiş oldu?

Rüzgâr Şeklinde Geçti’nin bu kadar büyük bir başarı yakalamasının birkaç temel sebebi var. Ilk olarak filmin yayımlandığı dönemde, mevzusu ilgi çekmişti.
Güneyin tekrardan inşa edilmesi sürecinde zenginlikten fakirliğe düşüş, sonrasında tekrardan zenginliğe kavuşulması anlatılıyor. Kölelik sistemi de işin içerisindeydi.
Radyo, tv ve dijital medyanın birleşmesinden ilkin, beyaz perde, halkın en büyük eğlence kaynağıydı. Ek olarak film bir tek ABD’da değil, dünya genelinde büyük ilgi görmüş oldu ve değişik yıllarda tekrardan gösterime girdi.
1950’lerden 1970’lere kadar da birçok ülkede değişik versiyonlarla hem beyaz perdede hem televizyonda gösterilerek devamlı seyirci topladı.
Ödüllere doymadı.

14 dalda Oscar’a aday gösterilen film, 10 dalda ödül kazanmıştır. Amerikan Film Enstitüsü’nün hazırladığı Tüm Zamanların En İyi Filmleri sıralamasında ise 4. sırada.
Vivien Leigh, New York Film Eleştirmenleri Ödülleri’nde “En İyi Hanım Oyuncu” ödülü aldı. Bunun yanı sıra Photoplay Ödülleri’nde “Onur Ödülü” verildi.
ABD Halkın Seçimi (People’s Choice) Ödülleri’nde ise “Tüm Zamanların En Beğenilen Motion Picture’ı Ödülü” aldı.
Beyazperde tarihinin her dönemine damgasını vuran bu filmi siz izlediniz mi?



